Tamamı tek bir levhada: Kuran-ı Kerim, gubari üslubuyla yeniden yazıldı

 
Tamamı tek bir levhada: Kuran-ı Kerim, gubari üslubuyla yeniden yazıldı Tamamı tek bir levhada: Kuran-ı Kerim, gubari üslubuyla yeniden yazıldı

Üç renk kombinasyonu olan sarı, kırmızı ve mavi kainatın zıtlıklar içinde bir uyumla yaratıldığına, toplam 12 bölüm olarak tasarlanması yılın 12 ayına, dikeyde 4 sıra olması 4 mevsime, yatayda 3 sıra olması günün vakitlerinin sabahtan öğlene, öğlenden akşama ve akşamdan geceye olarak 3’e ayrılmasına işaret etti. Hattat Ressam Levent Karaduman, gubari üslubuyla 15 ayda Kuran-ı Kerim’in tamamını levha üzerine işledi. Eser, Kur’an-ı Kerim’in yazıldığı kısım dikeyde dört, yatayda ise üç sıra halinde toplam 12 bölüm olarak ve 3 renkte çalışıldı. 1 milimetre inceliğinde bir kalem ile aharlı kağıt üzerine yazıldı. yüzyıldan sonra 21. Muhammed’in 63 yıl boyunca dünyayı şereflendirmesi nedeniyle 63 adet olarak tasarladı. . Hattat Karaduman, gubari üslubundaki Kuran-ı Kerim’i “İcaze” hattı ile yazarak dünyada bir ilki gerçekleştirdi. “Toz gibi, gözle görülemeyecek kadar küçük” anlamına gelen gubari üslubu ve icaze hattının birleştiği eser, jelatinle hazırlanmış özel is mürekkebi ve 0. Devasa levhanın ölçüsünün yaklaşık 10 metrekare olduğu öğrenildi. Fakat Osmanlı döneminden sonra terk edildi. Ortaya çıkardığı eser hakkında konuşan Karaduman, "Dünyada ilk defa Kuran-ı Kerim gubari hatla yazılmıyor. Allah’ın isimlerinden Malik el-Mülk’ün harfleri içerisine Kuran-ı Kerim’in tüm sayfalarının yazılması 15 aylık bir süre içerisinde tamamlandı. Türkiye’de gubari üslubuyla Kuran-ı Kerim yazan ilk hattat olan Levent Karaduman, yine aynı üslupla yeni bir eser üretti. yüzyılda ilk defa ben yazdım" dedi. İş adamı ve koleksiyoner Ali Bayraktaroğlu’nun galerisinde bulunan eser, ilerleyen günlerde sanatseverlerle buluşacak. Eserin metni, hafız ve ilahiyatçı uzmanlar tarafından okunarak titiz bir süreçten geçti. 19. Türkiye’de Kur’an-ı Kerim’in tamamını bir levha içerisinde yazan Hattat Levent Karaduman, eserde yer alan ve içinde Kur’an-ı Kerim’den ayetlerin yazıldığı hareke ve tezyini unsuru Hz. İş adamı ve koleksiyoner Ali Bayraktaroğlu’nun galerisinde yerini alan eserin, ilerleyen günlerde sanatseverlerle buluşacağı öğrenildi.

Tamamı tek bir levhada: Kuran-ı Kerim, gubari üslubuyla yeniden yazıldı

1 milimetre inceliğinde bir kalem ile aharlı kağıt üzerine yazıldı. İş adamı ve koleksiyoner Ali Bayraktaroğlu’nun galerisinde bulunan eser, ilerleyen günlerde sanatseverlerle buluşacak. Türkiye’de gubari üslubuyla Kuran-ı Kerim yazan ilk hattat olan Levent Karaduman, yine aynı üslupla yeni bir eser üretti. Hattat Karaduman, gubari üslubundaki Kuran-ı Kerim’i “İcaze” hattı ile yazarak dünyada bir ilki gerçekleştirdi. yüzyılda ilk defa ben yazdım" dedi. 19. Allah’ın isimlerinden Malik el-Mülk’ün harfleri içerisine Kuran-ı Kerim’in tüm sayfalarının yazılması 15 aylık bir süre içerisinde tamamlandı. Eserin metni, hafız ve ilahiyatçı uzmanlar tarafından okunarak titiz bir süreçten geçti. “Toz gibi, gözle görülemeyecek kadar küçük” anlamına gelen gubari üslubu ve icaze hattının birleştiği eser, jelatinle hazırlanmış özel is mürekkebi ve 0. İş adamı ve koleksiyoner Ali Bayraktaroğlu’nun galerisinde yerini alan eserin, ilerleyen günlerde sanatseverlerle buluşacağı öğrenildi. yüzyıldan sonra 21. Türkiye’de Kur’an-ı Kerim’in tamamını bir levha içerisinde yazan Hattat Levent Karaduman, eserde yer alan ve içinde Kur’an-ı Kerim’den ayetlerin yazıldığı hareke ve tezyini unsuru Hz. . Hattat Ressam Levent Karaduman, gubari üslubuyla 15 ayda Kuran-ı Kerim’in tamamını levha üzerine işledi. Muhammed’in 63 yıl boyunca dünyayı şereflendirmesi nedeniyle 63 adet olarak tasarladı. Ortaya çıkardığı eser hakkında konuşan Karaduman, "Dünyada ilk defa Kuran-ı Kerim gubari hatla yazılmıyor. Eser, Kur’an-ı Kerim’in yazıldığı kısım dikeyde dört, yatayda ise üç sıra halinde toplam 12 bölüm olarak ve 3 renkte çalışıldı. Devasa levhanın ölçüsünün yaklaşık 10 metrekare olduğu öğrenildi. Üç renk kombinasyonu olan sarı, kırmızı ve mavi kainatın zıtlıklar içinde bir uyumla yaratıldığına, toplam 12 bölüm olarak tasarlanması yılın 12 ayına, dikeyde 4 sıra olması 4 mevsime, yatayda 3 sıra olması günün vakitlerinin sabahtan öğlene, öğlenden akşama ve akşamdan geceye olarak 3’e ayrılmasına işaret etti. Fakat Osmanlı döneminden sonra terk edildi.